"Buradan herkese ama herkese. İster
mübarek Noel bayramını kutlasın, ister kutlamasın. İster yurt içinde olsun,
ister yurt dışında. Yurt dışındaysa, Noel'i kutlamak için gidecek bir Erasmus
ve ya benzeri öğrenci değişim programı Hıristiyan ailesi ister olsun, ister olmasın.
Yurtdışında edindiği arkadaşları tarafından aile yemeklerine ister davet edilmiş
olsun, ister olmasın. Yurt içindeyse, ister Hıristiyan olsun, ister olmasın. İşte
heerkese ama heeeeerkese buradan kocaman kocaman öpücüklerimi, en içten
dileklerimi ve sevgilerimi bu mübarek günde yolluyorum."
Bu kısmın, sunucu tarafından
Seda Sayan'ın o iğrenç öpücükleri gibi sulandırıldığını hayal edebilirsiniz.
Neyse, nerede kalmıştık? Heh!
"Ekran başından ayrılmayın.
Reklamlardan sonra Mübarek Noel Loto'nun çekilişiyle yine sizlerle olacağız. Bu
haftanın ve bu yılın son programını da sizlerle beraber geride bıraktık. İnşallah
ve inşallah Tanrım bana sizlerle daha nice programlar nasip eder. (Konuklar: Amin,
amin!) Bu bacınız sizleri çok ama çok seviyor. Hoşçakalıııııın, esenlikle kalın!
Seneye görüşmek dileğiyle!"
"Reklamlaaaaaar."
Reklam 1:
"Noel'i yurtdışında
kutlamak isteyip de gidemiyor musunuz? Tam size göre kampanyamız var"
İhtiyacım yok lan bu
ürüne benim, zaten yurtdışındayım. Yaradan bana Noel bayramını 4 sene yurtdışında,
18 sene yurtiçinde geçirmeyi bağışlamış çok şükür.
Reklam 2:
"Noel'i, Hıristiyan
örf ve adetlerine göre birebir uygulayan ve Hıristiyan Diyanet İşleri Bakanlığı
tarafından yöntemleri tescillenmiş bir Hıristiyan ailesiyle geçirmek ister
miydiniz?"
Yok, yok. Bir daha almayayım
bundan. Bundan üç sene önce geçirmiştim de ne olmuştu? Memnun kalmadık işte,
otuz gün içinde de geri iade ettik.
Reklam 3:
"Hala Iphone almadınız
mı? Peki, Noel bayramını yalnız geçirirken ve ya toplu taşıma araçlarında yabancıların
"Ah, zavallı. Noel'i geçirecek ailesi yok herhalde" bakışları altında
ezilirken ne yapacaksınız?"
Şükür Rabbim, bunu almışız
ya lan. Çok kaliteli bir ürün maşallah. Tanıdık, tanımadık herkesi de Iphone'lu
yaptık. Iphone elcisiyim sanki mübarek. Ama Iphone'a kızmam, helal olsun onlara
valla. Sizin reklamınızı izlerim kardeşim!! Hem güzel de yapıyorsunuz. Helal
olsun size. Bravo.
Sonra bir-iki
saniyelik karanlık ekran...
Heh, bitti herhalde
reklamlar. Göt cebimden kuponumu da çıkarayım bari. Çekiliş kuponunu biraz da
dizimde ütüleyeyim. Kırış kırış olmuş yahu. Reklamlar da kafamı iyi
ütülediler mübarek. Oh, şükür kurtulduk.
"Bu haftanın programı..."
Laaan, sen nereden çıktın?
Başlatma lan programından şimdi...
"Sör Vay Tir yılbaşı
özel yarin saat 21:30'da. Sakın kaçırmayın. Mutlu seyirler"
Yine siyah ekran.
Simdi başlayacak galiba. Of, heyecanlandım.
"Reklamlaaar."
Hoppalaaaaa,
yine mi reklamlar çıktı?
Direk mute'e basıp, içimden otuza
kadar sayacağım. Bu ne kardeşim ya?
...30
"Evet, sayın
seyirciler. Noel Özel çekilişiyle tekrar birlikteyiz. Ödül, bildiğiniz gibi, 8
haneli bir hiç. Ödülün kazananları kazandıkları miktarları Irish Pub
bayilerinden temin edebilirler."
Heh, sonunda çekiliş başlayabildi.
Bi' dakika...Bu sene topçu kızların neden hepsi başı örtülüler? Gecen sene yine
aralarında mini etek falan giyenler vardı. Cumhuriyet elden gidiyor, elden! Biz
hala uyuyalım. Ah, simdi Atam'in kemikleri sızlıyordur kesin. Bayramlık ağzımı açtırmayın
benim. Tövbe tövbe. Neyse, şanslı numaralar geliyor.
"Evet, şanslı numaraları
açıklıyoruuuuuum sayın seyirciler."
Neden şanslı numaraları
söyleyen her sunucu, kelime içindeki her ünlü harfi gereğinden fazla yuvarlamak
zorundadır? Özellikle, "u"ları.
"Evet, değerli
izleyenler, bu haftanın şanslı nuuumaralarını açıklıyoruuuuuum ":
"Evet, sırayla:
97, 3735, 6246, 7830, 11133, 11743"
"şook şoook şook
sayın seyirciler. Son dakika gelişmelerini aktarıyoruz sizlere"
N'oluyor lan? Noel
Özel çekilişi nereye gitti?
"Bremen'de Noel yemeğine
yetişmek için aşırı hız yapan iki otomobil kaza yaptı. Gelişmeleri bize Alpa
Gun Bremen'den aktarıyor."
"Merhaba,
Türkei. Öncelikle mutlu Weihnachten. Und dann gördüğünüz gibi iki Auto
birbirine girdi, ja? Olayda iki aile nasıl derler getötet oldu işte, jaa."
"Göt mü oldular sayın
Alpa Gun? Anlamadım."
"Ach,
Enschuldigung, yani özür dilerim. Öldüler öldüler Türkçesi"
"Peki sayın Alpa
Gun. Teşekkürler"
"Ja, ben teşekkür
ederim. Danke. Yine frohe Weihnachten diliyorum herkese, yani şey mutlu
Noeller."
Hay, yazık ya. Ulan,
bari Loto programı bittikten sonra verseydiniz şu son dakika gelişmesini. Ne
acelesi vardı morallerimizin içine bi' kat daha sıçmanıza. Ben sizin mutlu Noel'ler
deyişinize... Neyse...
"Evet, sayın
seyirciler. Bu kısa Son Dakika Haberi için sizlerden özür diliyoruz. Ama tekrardan
beraberiz. Önemli olan da bu. Hemen, zaman kaybetmeden sizlere şanslı numaraları
söylemeye devam ediyoruuuuuum. Evet, kalan numaralar: 14056, 16260, 17791, veeeee
182102".
Hay, ben senin taaa.
Yine bi' sik tutmadı. Gidemedik yine Noel'i kutlamak için Irish Pub'a. Gidecek
bi' yer de yok simdi. Yine evdeyiz. Kapa TV'yi, kapa ya.
"Esenlikle kalın
sayın seyirciler ve herkese tekrardan Mutlu Noeller."
Ohooo, siz de yani numaraları
verin hemen kaçın. Yemekleri bitirdikten sonra kaçan misafirler gibi. O kadar sabırsızlıkla
TV başında oturmuş, programın başlamasına kadar kaç tane beyin hücremi
reklamlara kaptırmışım, sonra gel gördüğümüz muameleye bak. Yuh.
**
Simdi böyle çekiliş numaraları
hiç olur mu diyorsunuz? Herhalde olmaz ya da ola da bilir. Bilmiyorum. Bu
numaralar neyin nesi diye soracaksanız, onu da bilmiyorum. Telefonda gerekli,
gereksiz aldığım notları okuyup nostalji yapayım derken karşılaştım. Ne olduklarını
da daha çözemedim. İnşallah, gizli şifre mifre gibi şeyler değillerdir de sonra
kendi kendimi yakmış olmayayım diyorum. O değil de, aralarında sayısal loto
oynarken falan kullanılabilecek numaralar var gibi duruyor. şöyle bi' kestirdim
o numaraları gözüme. Bu numaralarla loto oynayıp loto tutarsa eğer, şimdiden
söyleyeyim tanımam herhalde hiçbirinizi. Bu arada, Almanya'da da toplu Noel
tebrik SMS mesajı atma geleneği var ama bizde olan mani kavramından haberleri
yok Almanların. Bu alandaki boşluğa öncülük etmek adına sizlerle kendi yazdığım
bir Noel manisini paylaşmak istiyorum:
"Noel geldi hoş
geldi
Noel baba bize boş geldi
Bu şaraplar pek hoş
Evimize sarhoş
geldi"
Efendim o gün,
günlerden 31 Aralık, sene 1955. Yılbaşını İstanbul'da kutlamak için gelmiş
turist bir kadın, 'Hayır'ullah abi tarafından taciz edilir. Kadın, yari İngilizce
yari Türkçeyle "No El! No El!" yani bana dokunma deyip kendini
kurtarmaya çalışmıştır. Ama Hayır'ullah abi, 'No'nun İngilizcede hayır olduğunu
nereden bilsin! Tek anladığı kadının Noel dediğidir. Sonra aklı başına düşen
Hayır'ullah Abi, kadının "bugün Noel ondan olmaz!" dediğini varsayıp
sinsice arka saflara doğru çaktırmadan geçmiştir. Hayır'ullah abi elleyecek başka
birilerini bulmuştur yine de, ama o günden sonra Hayır'ullah Abi'nin hayatı
tümüyle değişmiştir. Çünkü, genellikle Yunanlıları ve ya Ermenileri kutlarken gördüğü
Noel Bayramı aslında yılbaşındaymış. Vay sen. Bak bizim Yunanlılara! Bak bizim
Ermenilere! Demek bize yine ihanet etmişler! Şuradaki Yunan bakkalı hala
duruyor olsaydı, gidip de hesabini sorardı...Neyse, Allah'tan temizlemişiz
ülkeyi bunlardan diye düşündü Hayır'ullah Abi. Madem onların hepsi gitti, gidip
bari bizimkilere anlatayım demiş Hayır'ullah Abi. Evet, arkadaşlar....
Böylelikle, bugün Hayır'ullah Abi'nin Noel'i Türkiye'de nasıl yılbaşına taşıdığının
hikayesini birlikte geride bıraktık. Bir dahaki sefere sizlerle
"Hayir'ullah Abi'nin Helga'yi Bratwurst'dan Sucuğa Geçirişi"
hikayesiyle birlikte olacağız. Kib!
Neyse, yine konumuz aşırı
hız yaptı. Ama, uzun lafın kısası, demek istediğim şu:
Noel olayının
Türkiye'de gerçek zamanında kutlanması ve Noel'in yılbaşıyla karıştırılma geleneğine
son verilmesi yeni yıldan tek dileğim. Bunun yetkilisi kimse bana haber verin,
gidip konuşup, anlaşıp bu işin kültür elçiliğine falan soyunayım. Böylelikle,
her sene Noel'i ve yılbaşını doğru zamanlarda kutlayan örnek Müslüman ve Türk
ailelerine Avrupa Uyumluluk ödülünü bizzat kendi ellerimle takdim etmiş olayım
da kendime hayat amacı edineyim.
Mutlu Noeller,